02.09.2013 Pazartesi günü saat 11.00'de yapılan törenle Baromuzun çelengi Baro Başkanımız Av. Gültekin UZUNALİOĞLU tarafından Atatürk Anıtına sunuldu.   Meslektaşlarımızın katıldığı törende İstiklal marşının okunması ve saygı duruşunun ardından yeni Adli yılın açılışı nedeniyle Cumhuriyet Başsavcısı Abidin BOZKAN , Ağır Ceza Reisi ve ardından Baro Başkanımız Av. Gültekin UZUNALİOĞLU konuşmalarını yapmışlardır.     Baro Başkanımız Av. Gültekin UZUNALİOĞLU' nun törende yapmış olduğu konuşma metni aşağıdadır.            Sayın C.Başsavcım,Sayın Adalet Komisyonu Başkanım,Sayın Hakim ve Savcılarımız,Sevgili Adliye çalışanları, Çok Değerli Meslektaşlarım ve Basınımızın güzide temsilcileri;              Bugün yeni adli yılın açılışını yapmaktayız.. Yeni adli yılın Türk yargı mensupları için başarılı, halkımız için adaletli ve toplumumuz için huzurlu, verimli geçmesini, umutlar ve güzel heyecanlar getirmesini diliyorum.          Baromuz kurulduğu 1926 yılından bugüne kadar demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti kurum ve kavramlarını savunmuş, bu ilkelerin yaşama geçmesi, yerleşmesi için mücadele etmiş ve bu konuda kararlılığını sürdürmüştür ve sürdürmeye devam edecektir.           Hukuk devleti olmanın ön şartı toplumda hukuk bilincinin yerleşmesi ve hukuka saygı duyulmasıdır. Makamı ne olursa olsun Hukuk devletinde yaşamak isteyen herkes bu konuda kendisini sorumlu ve görevli saymalı, toplumda “her şeyin hukuk düzeni içinde hayata geçmesi için oluşan ortak irade” yaşam biçimi haline gelmeli; toplum hukukun üstünlüğünü ve hukuk devletini benimsemeli, sahip çıkmalı ve korumalıdır.            Ülkemizde son yıllarda yaşananlara bakılınca, yargının büyük sancılar içinde olduğunu yargıya güvenin git gide azaldığını görmekteyiz . Kamuoyunda tartışılan bazı yargısal işlemlerde ne yazık ki insanların en önemli güvenceleri olan "adil yargılanma hakkı" "lekelenmeme hakkı" " "şüpheden sanık yararlanır" şeklindeki savunmanın temelini oluşturan ilkeler  zaman zaman zedelenmektedir.           Yargı bağımsız, tarafsız ve güçlü olmalıdır. Demokratik hukuk devletinde yargının alanına, yasama ve yürütme müdahale etmemelidir. Bu müdahaleler ne kadar sık ve etkin olursa hukuk devleti ilkesinden o kadar uzaklaşılacaktır. Yargı, hukuk devletinde her zaman insanların sığınacağı bir liman ve önemli bir güvencedir. Yargı insanların yaşamına müdahale eden tehdit aracı değil, insanlar için güvenli, huzurlu ve mutlu bir yaşamı sağlayan güçtür. Kişilerin yargı önüne çıktığında özgürce yaptığı savunmasının dinleneceğine, hukuka uygun olarak gerçeğe ulaşılacağına ve hakkına kavuşacağına inancı tam ise orada gerçek hukuk devleti vardır. Ancak kişilerin bunlara inancı sarsılmış ise orada artık hukuk devletinden söz edilemez.           İdare hukuku alanındaki yapılan düzenlemelerle, “güçlü idarenin her türlü eylem ve işleminin denetlenmesi yoluyla, güçsüz bireyin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması” amacının aksine, bireylerin etkili başvuru hakkı ihlal edilmektedir.              Genel olarak getirilen düzenlemeler ile de, başta “özgürlük ve güvenlik hakkı”, “adil yargılanma hakkı”, “özel yaşamın korunması hakkı”, “ifade özgürlüğü” ve “etkili başvuru hakkı” olmak üzere en temel hak ve özgürlükler daha da zayıflatılmıştır                 Değerli Meslektaşlarım ve Basınımızın güzide temsilcileri;              Avukatlık mesleği yapan meslektaşlarımız bugün mesleki ve ekonomik bir çok sorunla boğuşmaktadır.             Adil yargılanma ile silahların eşitliği ilkelerine göre, yargının üç kurucu unsurunun temsilcileri olan hakim, savcı ve avukatların eşit muhataplar olarak kabul görmesi gerekir.              Doğru ve güvenli yargılanma hakkının uygulanması; korunması, güçlendirilmesi, geliştirilmesi, elbette bağımsız mahkemelerin, tarafsız yargıçların, Cumhuriyetin savcılarının, görevinin sorumluluğunu bilen, bilgili, yürekli, bağımsız avukatların varlığına bağlıdır.              Sağlıklı ve huzurlu bir yargı düzeni, çağdaş demokrasinin ön koşuludur. Böyle bir yargı düzeni kurulmamışsa veya mevcut yargı düzeni bu işlevinden uzaklaştırılıyorsa, avukatlar savunma yapamıyorlarsa, işi karıştıran bir süje olarak görülüyorsa, duruşmalardan çıkartılıyorlarsa, duruşma salonlarında müdafilerle sanıklar arasına barikatlar kuruluyorsa gerçek hukuk devletinden söz edilemez.                  Yargı bağımsızlığının en önemli özelliği de savunma ve savunmanın özgürce yapılabilmesidir. Üzülerek belirtmeliyiz ki günlük çalışma koşulları içerisinde,avukatı taraf gibi görme alışkanlığı ile  adliye koridorlarında dahi tehdit ve baskılarla karşılaşan, yazıhanelerinde ve görevleri sırasında saldırıya uğrayan, yaralanan ve öldürülen bir çok Avukat meslektaşımız bulunmaktadır. Avukatlık onurunun ve meslek düzeninin korunmasını, mesleğin adalet amaçlarına uygun olarak bağlılık ve onurla yapılmasını sağlamak ile görevli baroları işlevsiz bırakmaya, savunmayı ve halkın hak arama özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik girişimler karşısında “savunmayı savunmak” zorunda bırakılmamız acı gerçektir.                  Özellikle HMK uygulamasında, yargılama giderlerinin peşin olarak alınması, halkın yargıya başvurarak hakkını araması önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Adliye koridorlarında yargıya başvurmanın ne kadar pahalı olduğunu öğrenen vatandaşların geri dönüp gitmelerine tanık olmaktayız. Bu duruma acil bir çözüm bulunmasını diliyoruz. Adalete erişim bu denli pahalı olmamalı, vatandaşa kendi hakkını ulaşmak için hukuk dışı yollara itilmemelidir.                   Yine her platformda belirttiğimiz gibi ihtiyacın üstünde hukuk fakülteleri açılması talepten fazla Avukat yetişmesine neden olup gizli işsizlik yaratmaktadır. Avukatlık sınavı bir an önce getirilmelidir.                 Uygulamadaki zorunlu müdafilik sistemi avukatlar için angaryaya dönüşmüş bugün itibari ile insan haklarına, adalete ve hukuk devleti ilkelerine uygun işlememektedir. Zorunlu müdafilik ücretleri ve Adli Yardım Avukatlık ücretleri günümüz ekonomik şartlarına uygun düzeye getirilmelidir.                Özellikle genç meslektaşlarımız ağır ekonomik zorluklar içindedir. Mesleğimizin geleceği bu koşullarda tehlike altındadır. Yapılacak yasal düzenlemelerle işyeri açarken faizsiz kredi, büyük oranda vergi ve sigorta muafiyeti gibi imkânlar sağlanmalıdır.                 Anayasa’da  Barolara ve savunma makamına yeni anayasanın yargı ile ilgili bölümünde yer verilmeli; savunmanın temsilcisi avukatların, baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin bağımsızlığı anayasal güvence altına alınmalıdır                                     Giresun Barosu  olarak güçlü  bağımsız  yargı, güçlü ve özgür savunma oluşması için mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz.                Dileğimiz; her zaman Atatürk ilke ve devrimlerinin aydınlattığı, insan hakları ihlallerinin yaşanmadığı, herkesin kendisini özgürce ifade edebildiği, temel hak ve özgürlüklerin kişisel ve kurumsal olarak yaşama geçtiği, tüm yurttaşlarımızın hukuk güvenliğinden yararlandığı, barış, kardeşlik ve huzurun yaşandığı, korkunun söz konusu olmayacağı güzel Türkiye’mizde; hep birlikte sağlık ve mutluluk içinde yaşayabilmektir. Yargının bağımsız,savunmanın özgür ve güçlü, her yerde hukukun egemen olacağı bir Adli yıl olmasını temennisiyle Yeni adli Yılın tüm meslektaşlarıma sağlık,başarı ve mutluluklar getirmesini ,2013 – 2014 Yargı Yılı’nın başarılarla dolu ve adil bir yıl olmasını diliyerek, hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunarım.                                                                                                                                                                 Av.Gültekin UZUNALİOĞLU                                                                                 GİRESUN BARO BAŞKANI  
Tarih : 2.09.2013
Okunma : 1347

© 2024 - Giresun Barosu

Adres : Çıtlakkale Mah. Atatürk Bulvarı No.121/1 - GİRESUN / Telefon: 0454 215 76 57 / Faks: 0454 215 76 58)
Adli Yardım Bürosu: 0 454 215 76 69 | Sosyal Tesis : 0 454 215 76 69 / D:17
E Posta : giresunbarosu@gmail.com | KEP Adresi: giresunbarosubaskanligi@hs01.kep.tr
E-Tebligat Numarası: 35366-96939-85090
Giresun Barosu Union of Black Sea Countries Bar Association (BCBA) üyesidir.