Türkiye Cumhuriyeti'nin 78 milyon vatandaşının hiç tereddüt etmeden buluşabileceği ortak payda; hukukun üstünlüğü ve adalettir. Hukukun üstünlüğünün sağlanması ve güven veren bir adli yapının kurulması, milli birlik ve beraberliğimizin ön koşuludur. Irak Suriye, Libya örnekleri ortadayken, vatandaşlarımızın ortak paydada buluşamaz hale getirilmesinin neden olacağı vahim sonuçları görmek zorundayız. Kamuoyunun bildiği üzere, uzun süredir bu tehlikelere vurgu yapıyor, ülkede yaratılan gerilimin hepimizi sürüklemekte olduğu uçurumu dile getiriyoruz. Maalesef, son birkaç gündür devletin en üst kademesinden yapılan açıklamalar, kaygılarımızı arttırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti belki de tarihinin dış politika açısından en zor dönemini yaşarken, yıkılan komşu devletlerin yerini almaya çalışan ve devletleşme iddiasında olan silahlı örgütler ülkemize karşı savaş açmışken, içeride milli bütünlüğümüzü bozacak, kutuplaştırıcı, gerginliği arttırıcı açıklamalardan kaçınmak öncelikle devleti yönetenlerin görevidir. Bu çerçevede, ülkemizde yaşayan her bireyi mezhebine, dinine, diline, etnik kökenine ve cinsiyetine bakmaksızın herkesi eşit vatandaşlık hak ve sorumluluklarıyla donatan, kuvvetler ayrılığına dayalı, çoğulcu-katılımcı demokrasiyi hedefleyen Cumhuriyetin “enkaz” olarak nitelendirilmesi birleştirmeye değil bölmeye hizmet eder. Aynı şekilde, Sayın Başbakan “yargı kararı beklenmelidir” açıklamasıyla toplumu bir nebze ferahlatmışken, yaşam haklarını korumak için barışçıl yöntemlerle itirazlarını dile getiren Artvin halkını ve onları destekleyen tüm vatandaşları hedef alan açıklamalar birleştirmeye değil ayrıştırmaya yöneliktir. En az bunlar kadar vahim olanı ise şudur: Adalet paydasında buluşma zorunluluğumuz artık devletimiz açısından bir BEKA sorunu haline gelmiş iken, Anayasa Mahkemesi’nin iki gazetecinin tutuklanmasına ilişkin aldığı hak ihlali kararı üzerine gerçekleşen tahliyeleri veren ve söz konusu gazetecileri yargılamaya devam etmekte olan mahkemeye yönelik “mahkum et” talimatı anlamına gelebilecek açıklamaların devletin en üst makamından yapılmış olmasıdır. Yargı kararlarına saygı duymayanlar, yargıyı talimatla çalıştırmayı düşünenler, hukukun üstünlüğü ilkesini gölgeleyenler, her olayı kendi pencerelerinden görerek farklı fikirleri ve yorumları düşmanca değerlendirenler ülkemizin geleceğini tehlikeye atmaktadır. Gelin henüz geç kalmamışken kucaklaşma ve bütünleşmenin önündeki bütün engelleri kaldıralım ve söylemlerimizi değiştirelim. Hep dedik, yine tekrarlayalım: BAŞKA TÜRKİYE YOK VE BU GİDİŞ HİÇ İYİ DEĞİL. Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Türkiye Barolar Birliği Başkanı

Tarih : 3.03.2016
Okunma : 2825

© 2024 - Giresun Barosu

Adres : Çıtlakkale Mah. Atatürk Bulvarı No.121/1 - GİRESUN / Telefon: 0454 215 76 57 / Faks: 0454 215 76 58)
Adli Yardım Bürosu: 0 454 215 76 69 | Sosyal Tesis : 0 454 215 76 69 / D:17
E Posta : giresunbarosu@gmail.com | KEP Adresi: giresunbarosubaskanligi@hs01.kep.tr
E-Tebligat Numarası: 35366-96939-85090
Giresun Barosu Union of Black Sea Countries Bar Association (BCBA) üyesidir.