Türkiye Barolar Birliği olarak, Cankurtaran’da çevreyi ve doğayı koruma mücadelesi veren Reşit Kibar’ın vahşice katledilmesini büyük bir üzüntü ve öfkeyle karşılıyoruz. Reşit Kibar, yaşam alanlarını koruma uğruna yılmadan mücadele eden bir çevre savunucusuydu. Bu alçakça saldırı, yalnızca bir insanın yaşam hakkına değil, aynı zamanda çevre mücadelesine ve toplumun geleceğine yönelik bir saldırıdır.

Çevre Hakkı ve Yaşam Hakkı

Anayasamızın 56. maddesi, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu güvence altına alır. Reşit Kibar, bu anayasal hakkı savunmak adına verdiği mücadelede yaşamını yitirmiştir. Çevre hakkı, temiz hava, su, toprak ve doğal kaynakların korunmasını güvence altına alırken, aynı zamanda gelecek nesillerin yaşanabilir bir dünyada var olabilmesini sağlar. Reşit Kibar, bu hakları korumak için sesini yükselten bir doğa savunucusuydu. Ancak bu hakları savunurken kendi yaşam hakkı acımasızca elinden alınmıştır.

Yaşam hakkı, insan varoluşunun en temel hakkıdır ve hiçbir gerekçe ile ihlal edilemez. Anayasamızın 17. maddesi, devletin her bireyin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Reşit Kibar’ın hunharca öldürülmesi, bu temel hakkın ve insan onurunun en ağır şekilde ihlalidir.

Güvenlik Zafiyeti

Bu menfur saldırı, aynı zamanda ciddi bir güvenlik zafiyetinin varlığını da ortaya koymaktadır. Reşit Kibar gibi çevreyi koruma mücadelesi veren bireylerin, tehditlere ve saldırılara karşı korunamaması, kamu otoritelerinin görevlerini yerine getirmediğini göstermektedir. Çevre savunucularının güvenliklerinin sağlanmaması, hem onların yaşam haklarını hem de çevreyi koruma mücadelelerini büyük bir tehlikeye atmaktadır.

Türkiye Barolar Birliği olarak, yetkili makamları derhal harekete geçmeye, bu cinayetin sorumlularını yargı önüne çıkarmaya ve benzer olayların yaşanmasının önüne geçmek için gerekli tüm tedbirleri almaya çağırıyoruz. Çevre hakkını savunan bireylerin güvenliği sağlanmalı, yaşam hakları korunmalıdır.

Daha geçen yıl Avukat Noyan Özkan Çevre ve Ekoloji Mücadelesi Onur Ödülü’nü verdiğimiz Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’yu da benzer bir mücadeledeki kararlılıkları nedeniyle katletmişlerdi. Hopa’da Metin Lokumcu’yu kaybettiğimiz protestolar hafızamızdadır. Yine, Karadeniz Sahil Yolu’na karşı hukuki mücadelesi sırasında kaybettiğimiz meslektaşımız Cihan Eren de bu uğurda yaşamını yitirmiştir

Reşit Kibar’ın ailesine, sevenlerine ve tüm çevre savunucularına başsağlığı diliyor, bu acımasız saldırıyı en sert şekilde kınıyoruz. Çevreyi ve yaşam hakkını savunmak, hepimizin ortak görevidir. Bu mücadelede kaybedilen her can, toplum olarak hepimizi derinden yaralamaktadır.

Türkiye Barolar Birliği