BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli meslektaşlarım ! Kıymetli basın mensupları !
Son günlerde ülke gündemimizi oldukça yoğun meşgul eden Barolarımız ve Seçim Sistemlerimizle ilgili gelişmeler üzerine, pandemi sürecinde 19 Mayıs 2020 tarihinde online olarak; 01 Haziran 2020 tarihinde Ankarada fiziki olarak yaptığımız 42.Baro Başkanları toplantısından sonra 79 Baro ve TBB ile birlikte açıkladığımız bildiri uyarınca; sonrasında geçen hafta 31 Baro Başkanımız ve TBB Yönetimiyle Sayın Adalet Bakanımız Abdulhamit GÜL, T.C. Ombudsmanı Sayın Şeref MALKOÇ ve mecliste gurubu bulunan siyasi partilerin Genel Başkan Yardımcısı ve Grup Başkanları düzeyinde günlerce süren temaslarımızda yasal mevzuatımıza ilişkin değişikliğin yeri ve zamanı olmadığını ısrarla dile getirmiştik.
Ancak aradan geçen sürede halen bu taleplerimizle ilgili henüz somut bir adım atılamadığı gibi; konuya ilişkin bilgisi bile olmayan birçok kişi tarafından televizyonda ve basın organlarında bilgilerin çarpıtılarak paylaşıldığını da ne yazık ki üzülerek gözlemliyoruz.
Bir Baro Başkanımızın açıklaması gerekçe gösterilerek dünyada başkaca bir örneği dahi bulunmayacak şekilde belli bir sayıya ulaşılması halinde illerimizde birden fazla çoklu Baroların kurulması T.C Devletimizin üniter yapısının dinamitlenmesi olacağı gibi; her siyasi partinin, her ideolojik görüşün, her mezhebin, her ırkın, yasa dışı yapılanmaların kuracağı Barolar oluşacak; sırf kendi Barolarına üye kazandırmak adına mesleki denetim ve disiplinin olmadığı Barolar ortaya çıkaracak; vatandaşlarımızda herhangi bir siyasi parti ayrımı yapmaksızın o an iktidarda hangi siyasi parti var ise ona yakın Baroya kayıtlı avukatların davasını daha kolay çözeceği ve kazanacağı düşüncesiyle davalarını onlara götürüp mesleki gelir dağılımındaki adaletsizliği kat be kat artıracak; hakim savcılarımız ve adalet sistemimizi de zan altında bırakacak; Baroları tam olarak siyasi partilerin arka bahçesi yapacak; toplum nezdinde Adalet ve Hukuk paydasını yok edecek sonuçlar doğuracaktır.
Birden fazla Baro kurulduğunda örneğin CMK ve Adli Yardım Hizmetleri hangi Baro tarafından neye göre dağıtılacak; Barolara ait taşınır ve taşınmaz mallar; adliyelerdeki odalarımız neye göre tahsis edilecektir.
Oysa ki basın yayın organlarındaki yanlış bilgilendirmenin aksine Giresun Baromuzda olduğu gibi seçimlerimizde nisbi temsil fiilen uygulanmakta olup her meslektaşımız; Baro Başkanlığına, Yönetim Kuruluna, Denetleme ve Disiplin Kurulu ile TBB delegeliğine serbestçe aday olabildiği gibi; oy kullanan meslektaşlarımızdan her biri de istediği meslektaşımızın adının yerine çizip kendi tercih ettiği ve listede olmasa bile aday bile olamayan istediği birinin adını yazmakta ve bu tercihi geçerli sayılmaktadır.
Ancak aksi yönde yapılacak uygulama ile Barolar çalışamaz hale gelecek; işlevsiz, kendi içindeki fikir ayrılıklarıyla boğuşmaktan anayasal görevlerini ifa edemeyecek; sendika, meslek odası ve sivil toplum kurulu haline dönecektir. Oysa ki biz sadece aynı görüşten insanların bir araya geldiği dernek ya da fikir kulübü olmayıp; Baromuzda olduğu gibi tüm fikir ve görüşlerin temsil edildiği; istismara uğrayan çocuklarımızın, öldürülen kadınlarımızın, yok edilen çevrenin, kötü muamele ve işkenceye maruz kalan insanlarımızın ve hayvanlarımızın haklarını hiçbir karşılık beklemeden koruyan; kamu görevlilerinin vatandaşlara olan hizmetlerini denetleyen 1136 sayılı Avukatlık Kanunumuzun 76.uyarınca gücünü Anayasamızın 135.maddesinden alan Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşuyuz.
Yetkililere buradan bir kez daha sesleniyoruz. Gerçekten derdimiz Barolarımız ve Avukatlarımızın sorunlarına çözüm aramaksa 138.000,00 Avukatımızın şu andaki derdi asla seçim sistemlerimiz gibi suni gündemler değil; Meslektaşlarımızın gerçek sorunları her gün yenisi açılan yetersiz hukuk fakülteleri, hukuk fakültesinden mezun olmuş binlerce işsiz yavrumuz, nüfus ve tapu müdürlüklerinden özel kanunumuza rağmen alamadığımız kayıt ve belgeler; şifreli kapılarla ulaşamadığımız hakim savcılar; her geçen gün daralan savunma mesleğimizin alanları; her meslek grubundan yüksek ödediğimiz sigorta primlerine rağmen aldığımız en düşük emekli maaşları; sürekli tayin, izin adli tatil ve en son pandemi nedeniyle zaten aylardır kapalı olan avukatlık bürolarının üstüne bitmeyen işlerimiz; icra dairelerinde aksayan işlemler, bugünlerde çıkacak hakim ve savcılar kararnamesi ile yapılamayan ve yapılamayacak olan duruşmalar nedeniyle karar alma umudunu yitirdiğimiz ve adli süreç olarak artık kapatmış sayılacağımız 2020 yılıdır
Kıdemli olsalar dahi yanında çalışanların maaşlarını ve büro kirasını bu ay nasıl ödeyeceğim diye düşünen; bürolarından tahliye edilen; mesleğe yeni başlamışken bürosunu kapatıp para biriktirmek için yedek subay olarak askere gitmek zorunda kalan genç bir meslektaşımızın düşüneceği en son şey Baroların seçim sistemidir.
Evet biz de 1969 yılından bugüne arada geçen 51 yıl boyunca Avukatlık Kanunumuzun reklam yasağı ve sair birçok konuda günün gerisinde kalmış olup değişiklikler yapılmasının elzem olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu konuda da yaklaşık 2 yıl süren bir çalışmanın sonucunda TBB ve tüm katmanlarca 2014 yılında hazırlanmış bir yasa taslağı bulunmakta olup o taslak güncelleneceği gibi; gerçekten derdimiz ve kaygımız Barolarımız ve Seçim sitemleri ise bu, 1-2 haftada bir oldu bitti ile, ben yaptım oldu mantığı ile değil; başta Barolarımız ve meslektaşlarımız olmak üzere konunun tüm muhataplarının aktif katılımının sağlandığı; her görüşe yer verilmiş ortak bir çalışmanın sonucunda, tüm yönleriyle tartışıldıktan sonra yapılmalıdır.
Barolarla ve Avukatlarla ilgili mevzuat değişikliğinin konunun tek ve asıl muhatabı bizlerin görüşleri alınıp yer verilmeden yapılması halinde hangi metin olursa olsun ihtiyaçları karşılamayacak, kadük kalacak ve açıkça Anayasamıza da aykırı olacaktır. Barolarımızın ve meslektaşlarımızın diğer tüm sorunlarını es geçip sadece seçim sistemleri ve çoklu barolar üzerinden bir değişiklik yapılması Baroları parçalayıp, güçsüzleştirip, vatandaşın sesinin kısılması; hak ve özgürlüğün, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının savunucusu avukatların susturulması, vatandaşların hukuki güvenliğinin yok edilmesidir.
Avukatlık özü gereği ne iktidarlara ne de muhalefetlere bağlı olmadan doğru görmediği şeye itiraz mesleğidir. Bu nedenle bir an önce bu taleplerimizin karşılık bulmasını umuyor; Barolarımızın, Meslektaşlarımızın, vatandaşlarımızın hukuki güvenliğini ortadan kaldıracak her düzenlemeye karşı demokratik tüm haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla sunuyoruz.
Giresun Barosu Yönetim Kurulu Adına
Baro Başkanı Av.Soner KARADEMİR
© 2024 - Giresun Barosu