Giresun Baro Başkanı Av. Gültekin uzunalioğlu: Türkiye’de Hukuk devletinden söz etmek zor   GAZETE SAVAŞ seri röportajlarını Giresun Baro Başkanı Av. Gültekin Uzunalioğlu ile sürdürüyor. Uzunalioğlu, Genel Yayın Yönetmenimiz Zafer Çamaltı’nın sorularını cevaplayarak; siyasi hayatı, Giresun Baro Başkanlığına uzanan Hukuk adamlığı hikayesini ve Türkiye’de Hukuk ve adaletin nereye geldiği konularında ilginç açıklamalarda bulundu. Av. Uzunalioğlu, “Bugünün Türkiye’sinde Hukuk ve adaletten söz etmek zor. Ama her şeye rağmen Hukuk ve Adalet insanlar için var ve sığınacağımız yegane yer hukuk ve adalet devletidir” dedi.     Sayın Uzunalioğlu, sizi biraz tanıyabilir miyiz? Hukuk adamlığınız, siyasi hayatınız ve Baro Başkanlığı görevinizden bahseder misiniz?   1963 yılında Bulancak’ta doğdum. İlk orta ve lise öğrenimimi Bulancak’ta tamamladım. Daha sonra İstanbul Hukuk fakültesini kazandım ve 1985 yılında İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Avukatlık stajımı da tamamladıktan sonra Bulancak’ta Avukatlık yapmaya başladım. Halen daha Bulancak’ta Avukatlık yapmaya devam ediyorum. 1988 yılında o zaman SHP de siyasete başladım. CHP devam ettim. Bulancak’ta ilçe yönetim kurulu üyeliğinden ilçe başkanlığına uzanan görevlerde bulundum. 2000 yılında il yönetimine seçildim. 2007 senesinde CHP’den 3. Sıra Milletvekili adayı oldum. 3 dönem kurultay delegeliği görevinde bulundum. Ancak 2008 yılında Giresun Baro başkanı seçilince aktif siyasete ara verdim. 2008 yılından itabaren Baro Başkanlığı görevime devam ediyorum. Arkadaşlarımız bizi göreve layık gördüler ve destek verdiler 3. Dönemimize devam ediyoruz.   Giresun’da siyaset yapmak nasıl? Bundan sonra siyaset olacak mı?   Az önce de bahsettim. 2008 yılında siyasete ara verdik. Ben Baro başkanı seçilince siyaseti bırakacağım sözünü de vermiştim zaten. Doğru da olmazdı. Baro Başkanlığı görevi süresince aktif siyaset düşüncesini tasvip etmiyorum. Kendimle çelişmemek için son olarak sürdürdüğüm CHP ilçe başkanlığı görevinden istifa ederek tüm enerjimizi Baro başkanlığına verdik. Önümüzdeki süreç ne gösterir bilemeyiz. Baro başkanlığı görevim sona erdiğinde tekrar aktif siyasete dönebilirim tabi ki. Ama bunu o zaman ki koşullar belirleyecektir.   Giresun Barosu nasıl bir Baro ve Baro olarak Giresun’a ve Giresun siyasetine bakış açınız nedir?   Yaklaşık 4 yıldır Baro Başkanlığı görevindeyim ve severek bu görevi yürütüyorum. Arkadaşlarımda sağ olsunlar bana ellerinden gelen destek ve yardımı yapıyorlar. Onlara da müteşekkirim bu konuda. Baro Başkanlığı mesleğimizin en yüksek mertebesidir. Allah kısmet etti ve o makama eriştik. Bizim dönemimizde Giresun Barosu bir atılım içinde olmuş ve aktif faaliyetlere başlamıştır. Faaliyet alanında ilke genelinde isim yapan Baro olduk. Zaman zaman açıklamalarımız ulusal basında da yer alarak dikkat çekmiştir. Türkiye’de ses getiren bir Baro olduk. Hatta artık faaliyet olarak ilk 10’da yer alan bir Barodur Giresun Barosu. Bu sadece benim değil tüm Giresun barosunun başarısıdır. Biz Giresun’da bugüne kadar hiç olmamış bir şey yaparak Baromuza bir daire kazandırdık. Bir taşınmaz daha kazandırmak üzereyeiz. Yine bir hizmet aracı alarak baromuza kazandırdık. Türkiye çapında söz sahibi olmuş kişilerle konferans ve seminerler düzenleyerek arkadaşlarımızla buluşturduk. Devamlı bir etkinlik içerisinde üyelerine sürekli hizmet üreten bir Baro anlayışıyla hareket ediyoruz. Yine sık sık düzenlediğimiz gezi, piknik ve yemeklerle sosyal anlamda da etkileşim içinde üyelerimize katkı sağlıyoruz. Futbol, masa tenisi, bowling turnuvalarıyla arkadaşlarımızı kaynaştırıyoruz. Tüm bu faaliyetler ve çalışmalar bizim çıtamızı da yükseltti. İlk seçimde 49 oy alırken 2. Seçimde 131 oy ve son seçimde de 138 oy aldım. Bu arkadaşlarımızın bize gösterdiği bir güvendir. Yani Giresun Barosu çalışma ve faaliyetleriyle Giresun’a değer katan bir Baro oldu. Tabii bunları da yeterli görmüyoruz. İnsanlar bizi bu göreve çalışmamız için getirdiler. Bizde buna layık olmaya çalışıyoruz.   Ülkemizde Hukuk sisteminin değerlendirmesini ve Giresun’da ki yansımasını yapabilir misiniz?   Türkiye’de ki Hukuk sistemi, zaman zaman bizimde kamuoyuna açıkladığımız gibi ne yazık ki istediğimiz anlamda değil. Hukuk sistemi büyük bir yara almış durumda. Sokaktaki insanın, halkın hukuka adalete güveni kalmamış gibi. Hukukçular olarak bunu bizim tekrar sağlamamız gerekli. Mahkemeye, savcılığa kısacası adalete giden bir vatandaş, “Benim nasılsa derdim dinlenecek, başıma bir şey gelmeden ben rahatlıkla savunmamı yapacağım ve beni dinleyecekler” diyebilir ve bunu hiçbir kaygı duymadan yapabiliyorsa gerçekten adalet ve hukuk devleti o anlamda sağlanmış demektir. Ama bir vatandaşın “Ben savunmamı yapmama rağmen, nasılsa adalet ön yargılı davranacak ve kararını vermiş durumda. Ben ne söylersem söyleyeyim karar değişmeyecek” diyorsa orada da hukuk devletinden söz edilemez. İşte bu sebeple bugün Türkiye’de istediğimiz anlamda hukuk var diyemeyiz. Yani bugün köydeki vatandaşından Başbakanına kadar herkes benim telefonum dinleniyor diyebiliyor. Ülkede bir güvensizlik, bir tezat durum hakim. 10 sene öncesinde böyle bir rahatsızlık yoktu. Bir tedirginliktir gidiyor. Durum bu kadar vahim mi? Şahsi kanaatim hayır. Ama bu düşünce toplumda yerleşmiştir. Bu da adalete ve hukuk devletine olan inancı sarsmaktadır. Gerçek hukuk devletinin oluşması için bizler her türlü mücadeleyi vermek zorundayız. Hukuk insanların huzuru ve mutluluğu içindir. Bir haksızlığa uğradığınızda sığınacağınız tek liman hukuk limanıdır. Adalettir. Bunun dışında bir yere gidemezsiniz. Eğer insanlar hukuk ve adalet limanına değil de başka yerlere başvuruyorlarsa zaten orada hukuk devletinden söz edilemez. Mesela gizli tanık olayı.  Kamuoyunda deşifre olanlara baktığımızda, eski suçlular ve kişilerle husumeti olan kişiler gizli tanık olarak dinleniyor ve adalet sağlanmaya çalışılıyor. Bunun ne kadar sağlıklı olduğu ve adalete katkı sağladığı tartışılır bir konu. Böyle bir sistemde hukuktan adaletten bahsetmek zordur. Türkiye’de ki hukukun göstergesi Giresun’da da hemen hemen aynıdır. Sonuçta Türkiye’nin bir parçasıyız. Ama şunu da söylemek isterim ki hukuk olmasaydı da vay halimize. Tüm aksaklıklarına rağmen kör topal olsa da beğenmediğimiz tarafları olsa da hukuk devletine ve adalete güvenmek lazım. Sonuçta hepimizin korunma altında olduğu yer hukuk devletidir.   Kendinizi başarılı buluyor musunuz? 10 üzerinden kendinize kaç puan verirsiniz?   İnsanın kendine puan vermesi çok zor. Bugün geldiğim noktayı hayal edemezdim. Buraya gelmek çok zor. Giresun Baro Başkanlığı mesleğin en yüksek mertebelerinden ve benim için büyük bir onur büyük bir gurur. O bakımdan  baktığımızda kendimizi başarılı bulmamak haksızlık olur. En azından 8 puan verebiliriz…   Son olarak vermek istediğiniz mesajınız varmı?   Biz Giresun’da doğup büyüdük ve yaşıyoruz. Giresun’a hizmet etmek bize huzur ve mutluluk verir. Ama Bir Trabzon’a bir Ordu’ya baktığımızda onları kıskanıyoruz. Biz ortada kalmış ve geri kalmış bir durumdayız. Bizim şehrimizin ekonomik ve sosyal yönden daha ileri olmasını düşünüyor ve istiyorum. Bulancak’ta yaşayan biriyim. 10 yıl önce daha iyi durumlardaydık. Giresun’da da aynıydı. Birilerinin artık bu şehre bir ivme kazandırması gerekiyor ve bu da siyasete siyasilere düşer. Giresun baktığımızda Miletvekillerini çoğunlukla iktidar partisinden seçen bir il. Buna rağmen hizmet açısından Giresun’a cimri davranılıyor. Bütün yatırım alanları ve fabrikalarını kaybetti. Geleceğe dönük umudumuz bile yok gibi. Ancak Giresun çok daha fazlasını hak eden bir şehir. Herkes kendi alanında bir şeyler yapabilmeli. Mesela Giresun Barosu, Giresun’un adını Türkiye genelinde üst sıralara taşıyan bir kurum. Herkes üstüne düşeni yaparsa Giresun’un ismi her yerde anılır ve geçirilirse bu bile Giresun’a bir ivme kazandıracaktır. Bu yapılırsa, herkes biraz daha çaba gösterirse bunu başarabiliriz diye düşünüyorum.   Teşekkür ederiz…