Baro Başkanımız Tempo TV'de Candemir SARI'nın sunduğu "Beş Çayı" programına katıldı. Programda ağırlıkla, 16 Şubat 2010'da Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının, Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi nezdindeki savcı tarafından gözaltına alınması, makamında ve konutunda aramalar yapılması ve tutuklanması ve yaşanan son güncel gelişmeler konuları üzerinde durulmuştur. Baro Başkanımız Av.Gültekin UZUNALİOĞLU programda yaptığı açıklamada, "Yargı alanına yasama ve yürütme asla müdahale etmemelidir. Bunun sonucunda yargı bağımsızlığından söz edilemez. HSYK'nın geniş tabanlı temsil esasına göre oluşturulması, ileride yasama ve yürütmenin yargı alanına müdahalesine yol açabilir. Son günlerde Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının soruşturulması ve tutuklanmasına yol açan gelişmeler hukuk adına üzüntü vericidir. CMK.nun 250.maddesinin 3. fıkrasına göre, maddedeki suçlar bakımından Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Bu düzenleme sadece kovuşturma evresine ilişkin olmayıp, soruşturma evresini de içermektedir. Nitekim soruşturmayı düzenleyen 251.madde: "250'nci madde kapsamına giren suçlarda soruşturma" şeklinde başlamaktadır. Oysa 250/3. maddedeki istisna sebebiyle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişiler bakımından özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev ve yetkisi bulunmadığına göre, CMK. 251.madde bakımından bir soruşturma yetkisinden de söz edilemez. 2802 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 98.maddesine göre, kişisel suç-görev suçu ayrımı yapılmaksızın birinci sınıf hâkim ve savcılar ile ilgili soruşturma ve kovuşturmalar, Yargıtay Üyeleri hakkındaki hükümlere tabidir.  Aynı Kanunun 88. maddesine göre Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren suçüstü halleri dışında suç işlediği ileri sürülen hâkim ve savcılar yakalanamaz, üzerleri ve konutları aranamaz, sorguya çekilemez. Kısaca aktarılan bu düzenlemelerden, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı hakkında yürütülen soruşturma ve uygulanan gözaltı işleminin, tamamen hukuka aykırı olduğu görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, çok zor ve ağır koşullarda yapılan Kurtuluş Savaşı  sonunda kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti olup hukuk devletinin  temeli olan yargı bağımsızlığını sonsuza kadar savunacağız.  Türk toplumunu germeye kimsenin hakkı yoktur. Sorumlu olan herkesi sağduyuya davet ediyoruz"  şeklinde konuşmuştur.