Baro Başkanımız Av. Gültekin UZUNALİOĞLU 06.01.2014 pazartesi günü saat 18.30 ‘da Kanal G televizyonunun ana haber bültenine konuk olarak katılarak 17 Aralık 2013 tarihli Opersayon’unun yansıması olan Türkiye Gündemi ve Yargı Krizine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur.                 Baro Başkanımız yaklaşık yarım saat süren programında özetle “                  Türkiye’de büyük bir kaos yaşanmaktadır. Devlet kurumları birbiriyle çatışma haline gelmiştir. Türkiye’de bugünlerde akıl almaz bir portre ile karşı karşıyayız. Yapılan yolsuzluk operasyonunun sonunda ortaya çıkan tablo karşısında Baro Başkanı seçildiğim 2008 yılından sonra yaptığım tüm konuşmalar, basın açıklamalarında değindiğimiz “ yargıya güvenin git gide azaldığı, hukuk devletinin ilkelerinin uygulanmadığı, hukuk ihlallerinin yapıldığı, adil yargılanma hakkının olmadığı ve lekelenmeme hakkının insanların elinden alındığı” konusundaki yakınmalarımız bugün hükümetin en yetkili ağızlarınca söylendiğinden ne yazık ki haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşamaktayız çünkü zarar gören hukuk zarar gören yargı olmuştur. Hükümetin en yetkili ağızları olarak Sayın Başbakan  “Yargı içinde çete var”,Sayın Meclis Başkanı Cemil  Çiçek “ yargı bağımsızlığı ölmüştür”,Başbakan Danışmanı Sayın Yalçın Akdoğan “  Türk ordusuna kumpas kurulmuştur”, Sayın Bakan Mehmet Ali Şahin “  Yargıtay’ın imamı var” gibi korkunç ifadelerle yargıdaki krize işaret etmektedirler. Bunlar ciddiye alınması gereken son derece önemli  iddialardır. Keşke bu durumlara gelinmeden Barolar olarak her platformda yaptığımız uyarılar dikkate alınsa idi. Bu yargı krizinden çıkmak için Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Metin FEYZİOĞLU‘nun yaptığı çözüm önerisini sonuna kadar destekliyoruz. 6352 sayılı Kanunla kaldırılan özel görevli ağır ceza mahkemelerinin, davalar kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar ellerindeki işlere bakmaya devam edeceklerine dair kanun maddesi (Geçici 2. madde) derhal kaldırılmalıdır. Özel görevli mahkemeleri kaldıran 6352 sayılı Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı 05.07.2012 tarihinden itibaren, bu mahkemelerin adil yargılanma hakkının evrensel ölçütlerine göre meşruiyetinin sorgulanabilir olduğu doğrudan yasama organı tarafından kabul edilmiş durumdadır. Bu süreçte bu Mahkemelerin verdiği kararlardan kesinleşmemiş olanların Yargıtay’ca görev yönünden bozulması, kesinleşenlerin de yeniden yargılanmalarının sağlanması çok acilen hayata geçirilmelidir.   Bu hukuk reformu için bu öneri yargının yeniden tazelenmesini adalete yeniden güvenin tesis edilmesini sağlayacaktır. Bu önerilere yolsuzluk ve rüşvet  soruşturması unutturulacak kaygısı ile yaklaşanların haklılık payları göz ardı etmiyoruz çünkü bu öneriler yanında yolsuzlukların sonuna kadar üzerine gidilmesi kime dayanıyorsa adalete hesap vermesini istiyoruz. Kamuoyunun gözleri önüne serilen ayakkabı kutuları, para kasaları ve para sayma makineleri asla ve asla örtülemez. Yolsuzluk soruşturmasının da takipçisi olacağız. Her zaman yaptığımız konuşmaların sonunda “Hukuk bir gün gelecek herkese lazım olacak” ifademizin bugün gerçekleştiğini görmekteyiz. Yürütmenin yargıya müdahale etmemesi gerektiği kuvvetler ayrılığı ilkesinin ödünsüz uygulanması gerektiğini tüm toplum olarak anlamış bulunmaktayız. Bu nedenle hepimizin tarafsız ve bağımsız yargı oluşması için elimizi taşın altına koyması gerekmektedir. Bu kriz ortamından Mustafa Kemal Atatürk ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin bir Hukuk Devleti olarak çıkacağını bundan aldığımız dersle de Cumhuriyet ilkelerine ve Hukuk devletine herkesin sahip çıkacağını gönülden inanıyorum.“ demiştir.