Baro Başkanımız Av.Soner KARADEMİR 20-21 Aralık 2019 Tarihlerinde Kayseri Barosu'nun ev sahipliğinde, pek çok Baro Başkanımızın katılımıyla gerçekleştirilen Baro Başkanları toplantısına katıldı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU'nun açış konuşmasıyla başlayan toplantı, Baro Başkanımızın da konuşmacı olduğu güncel ve mesleki konulardaki değerlendirmelerin, yeni yıldan beklentilerinin ve diğer pek çok konunun görüşülmesinin ardından son buldu. Toplantı sonunda Kayseri Barosu Başkanı Av. Cavit DURSUN Baro Başkanımıza hediye takdim ederken, Baro Başkanımız Av. Soner KARADEMİR Kayseri Barosu Başkanı Av. Cavit DURSUN'a fındık heykeli ve hediye paketi takdim etti. Kayseri Barosu ve Baro Başkanı Av. Cavit DURSUN'a misafirperverliklerinden dolayı, Kayseri Barosu Yönetim Kuruluna, Baro Personellerine ve toplantıda emeği geçenlere ise emeklerinden dolayı teşekkür ederiz.

 

 

20-21-22 ARALIK 2019'DA, KAYSERİ'DE YAPILAN, 
GENİŞLETİLMİŞ İÇ ANADOLU BARO BAŞKANLARI 
KAYSERİ TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ

1-Anayasalar, devletlerin ve milletlerin iskeleti, omurgası ve pusulasıdır. Güçlü devletler ve bütünleşmiş milletler, güçlerini ve saygınlıklarını " Anayasal devlet " olmaktan alırlar. Anayasamızın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. Maddesi " Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz." hükmüne amirdir. Yine Anayasamızın " Cumhuriyetin nitelikleri " başlıklı 2. Maddesi " Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. " hükmüne amirdir. Kanunların Anayasaya ; yönetmeliklerin, düzenleyici işlemler ve uygulamaların ise Kanunlara aykırı olmaması gereği, hukuk devleti ilkesinin doğal ve tabii bir sonucu olmalıdır. Bütün bu nedenlerle, anayasası olan devlet değil, Anayasal Devlet olmak için, Devletin tüm kurumlarını, makam ve kişileri, Anayasaya ve Anayasada belirtilen tüm ilke ve değerlere, bağlılık ve saygıya davet ediyoruz.

2- Anayasamızın "Egemenlik" başlıklı 6. Maddesinde "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." hükmüne amirdir. Yine Anayasamızın " Yargı yetkisi " başlıklı 9. Maddesi "Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. " hükmüne, Anayasamızın " Hak arama hürriyeti " başlıklı 36. Maddesi " Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz." hükmüne ve yine Anayasamızın "Kanuni hakim güvencesi" başlıklı 37. Maddesi "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz. " hükümlerine amirdir. Bütün bu hususlar, tartışmasız bir şekilde yargı yetkisinin devletin vazgeçilemez görev ve yetkisi olduğunun, vatandaşların yargıya başvurmasının önüne hiçbir engel, şart ve zorunluluk konulamayacağının anayasal güvenceleridir. Devletin var olmasını sağlayan toplum sözleşmesinin tek ve asli nedeni, adalet, huzur ve hakka ulaşma amaçlı, yargı düzeni ve hukuktur. Devletin temeli adalettir. Devlet, yargı erkini ve hakkını özelleştiremez ve hiçbir şekilde devredemez. Yargı ve yargı hizmetleri kötülenerek ve yargıya güveni azaltarak, çözüm ve adalet sağlayamazsınız. Yargıya alternatif olarak yapılan arabulucu, uzlaştırma, tahkim ve bilirkişilikteki değişikliklerin, adalete, topluma ve sisteme verdiği büyük zararlar görülmelidir. Hak arama hürriyetine ve adil yargılanma hakkına engel olan arabuluculuk, tahkim ve uzlaştırma gibi müesseselerin, milli birlik ve beraberliğimize ve toplumdaki adalet duygusuna, ağır ve yıkıcı sonuçları olacağından endişe etmekteyiz. Sosyal Hukuk Devleti ilkesine, adil yargılanma hakkına, hak arama özgürlüğüne ve yargı erkine sahip çıkılmalıdır. Kuruluş yasasında dahi adaleti ve hakkı değil, menfaati öne çıkaran bir düzenlemelerin bu haliyle uygulanmasını doğru bulmak mümkün değildir. İş yükü ve yargılama sürelerinin uzunluğu, hakim sayısının yetersizliği gibi sebepler, asla adaletten vazgeçmenin gerekçesi olamaz.

3- Anayasamızın "Mahkemelerin bağımsızlığı" başlıklı 138. Maddesi "Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. " hükmüne amirdir.  Ülkemizde hukuki güvenliğin, hızlı, adil, bağımsız ve tarafsız bir yargının ve güçlü bir savunmanın gerçekleşmesi için, toplumdaki her kesimin emek, çaba, özveri ve inancına ihtiyacımız bulunmaktadır. Siyasî irade ve devlet yöneticilerinin, Yargı erkinin eşitler arasında birinci erk olduğuna, Kuvvetler Ayrılığı, Hukukun Üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkelerine, adalet, liyakat, Savunma ve eşitlik kavramlarına ve evrensel yargı kurallarına inanmaları ve saygı göstermeleri şarttır. Bu uğurda, Hakim ve Savcılarımızın teminat ve güvenceleri tam olarak sağlanmalı, Savunma hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı, kanunlar yapılırken yargı organlarının görüş ve önerileri öncelikle dikkate alınmalı, Barolar ve Avukatların tam bağımsızlığı sağlanmalı, liyakat ve ehliyet öncelik taşımalıdır. Tüm insanlarımız, kendileri ya da grupları için değil, herkes için evrensel ve ilkesel adalet anlayışını benimsemeli ve istemelidir. Toplumun tüm katmanlarının adalet, savunma, eşitlik ve hukuk ihtiyacını en üst perdeden talep etmesi gerekmektedir. İçeride ve dışarıda, yargıya olan güveni artırmak, tarafsızlık ve bağımsızlığını sağlamak, kalitesini ve hızını artırmak zorundayız.

4- Güvenilir, saygın, adil ve iyi işleyecek bir yargının en önemli şartlarından birisi de hukuk eğitimidir. Hukuk eğitimi kaliteli ve nitelikli olmayan bir ülkenin, yargısından da hiçbir şey beklenemez. Bunun için hukuk fakültelerinin sayılarının ve kontenjanlarının bir an önce azaltılması, yeni hukuk fakültesi açılmasının önüne geçilmesi, hakim ve savcıların makul süre fiili avukatlık yapmış olanlardan seçilmesi, hakim yardımcılığı sisteminin getirilmesi, devlet ve avukatlık sınavlarının derhal uygulanmaya konulması, her türlü sınav ve seçmelerde, sadece liyakat ve ehliyete dayanılması gerekmektedir.

5- Düşünce, fikir ve inanç hürriyetleri, bireyin, toplumun ve devletin gelişmesinin en temel faktörlerinden birisidir. Bu nedenle, bu özgürlükler alabildiğince genişletilmelidir. Konuşan, düşünen, araştıran ve sorgulayan birey ve toplumlardan korkulmamalıdır. Şüpheliye/Sanığa ceza verebilmenin yolu sadece hukuk ve adil yargılamadan geçer. Eğer hukuku uygulamazsanız, savunma hakkı vermezseniz, adil yargılanma, masumiyet karinesi ve suç ve cezanın şahsiliği ilkelerini zedelerseniz, suç isnadında bulunulan şüpheliyi-sanığı dahi adil, vicdani ve kabul edilebilir şekilde cezalandıramazsınız. Öyle bir hukuk düzeni kurmalıyız ki, bırakın kamuoyunu, sanığın kendisi bile adil yargılandığına inanmalıdır. Adil olmak kadar önemli olan bir diğer hususta, adil gözükmektir. Çoğu kez adil gözükmek, adil olmanın bile ötesine geçmektedir. Hukuku ve hukukun ilkelerini savunmak, suçu ve sanığı savunmak değildir. Sürekli gündemde tutulan her türlü aflar, ceza kanunları, ceza usul ve infaz sisteminde sürekli yapılan değişiklikler, sistemin güvenilirliğini zedeleyecek, toplumsal barışı ve huzuru bozacaktır. Hukukla ilgili yapılan ve yapılacak her türlü düzenlemeler, popülist, güne göre ve siyaseten değil, hukuk kurumlarının ve organlarının ve sahadaki uygulayıcıların görüşleri alınarak yapılmalıdır.

6- Kişisel veri, özel hayatın gizliliği vb. isimler altında, yönetmelik, genelge ve yazılarla, Avukatlık. Kanununun 2. Maddesindeki hak ve yetkilerin, tapu, nüfus kaydı, sabıka vb. Kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılamaması hususlarının önündeki tüm engellerin kanunilik ilkesine istinaden kaldırılması gerekmektedir. KDV indirimlerinde yaşanan sorunlar ile son karşı kanuni vekalet ücretindeki kesintinin uygulanma sorunlarının ivedi bir şekilde giderilmesi sağlanmalıdır. CMK ücretleri avukatlık asgari ücreti seviyesine çekilerek CMK görevleri angarya olmaktan çıkarılmalı, ceza uzlaştırmacılığı sadece baroya kayıtlı avukatlarca yerine getirilmelidir. 

7- Kamuda görev yapan avukatlara, yargının kurucu unsurlarından olduğu da dikkate alınarak, yargının diğer kurucu unsurları olarak hakim ve savcılara uygulanan ek gösterge rakamları aynen uygulamalı, hazırlanacak ilk yargı reformu paketinde bu düzenlemeye mutlaka yer verilmelidir. Aynı pakette, kamu avukatlarının vekâlet ücretlerinin avukat olmayan kamu görevlileri ile paylaştırılması ve vekalet ücretlerine kota konulması ve uygulamalarına son vererek düzenlemeler de yer almalıdır. Çalışma şartları, meslekleri gereği diğer memurlardan farklılık arz eden kamu avukatlarına, Danıştay kararları da dikkate alınarak, işyeri giriş ve çıkışları başta olmak üzere, mesleki bağımsızlıklarını koruyacak koşulların uygulanması istisnasız bir şekilde sağlanmalıdır. Kamuda ‘sözleşmeli tam zamanlı çalışan avukatların’ özlük haklarının kamu güvencesine alınması ve aynı seviyede olması sağlanmalıdır.  

8- Özellikle icra dairelerinde ve tek icra modelinde, Uyap'ta yaşanan sıkıntılar, sorgulama, kesinleşme şerhi, haciz koyma vb. tüm işlemlerde yaşanan sıkıntıların değerlendirilmesi ve Bakanlıkça tüm sorgu, işlem ve haciz ekranlarının avukatlara açılması için gerekli girişimler yapılarak, sonuçlandırılması sağlanmalıdır. 

9- Evrensel, milli ve manevi tüm hukuk, yargı, savunma ve adalet ilke ve değerlerimize ve özellikle vatandaşlık bilincine ve hukukuna sahip çıkmalı, birleştirmeli ve uygulamalıyız. Ancak ve ancak bu şekilde, milli birlik ve beraberliğimizi, ülkemizi, millet ve insan olarak varlığımızı, hukuki güvenlik ve huzurumuzu koruyabilir ve sağlayabiliriz. Devletimize, Cumhuriyetimize, Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Evrensel İlkelere sahip çıkmaktan başka bir yolumuz ve çaremiz yoktur.

Meslektaşlarımıza ve kamuoyunun dikkatine saygılarımızla duyurulur. 22.12.2019

Kayseri Barosu
Aksaray Barosu
Amasya Barosu
Ankara Barosu
Bartın Barosu
Çankırı Barosu
Çorum Barosu
Elazığ Barosu
Erzincan Barosu
Erzurum Barosu
Eskişehir Barosu
Giresun Barosu
Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu
Isparta Barosu
Kahramanmaraş Barosu
Karabük Barosu
Karaman Barosu
Kastamonu Barosu
Kırıkkale Barosu
Kırşehir Barosu
Konya Barosu
Malatya Barosu
Nevşehir Barosu
Nigde Barosu
Sakarya Barosu
Samsun Barosu 
Sinop Barosu
Sivas Barosu
Tokat Barosu
Trabzon Barosu
Yozgat Barosu

 

Tarih : 21.12.2019
Okunma : 937

© 2024 - Giresun Barosu

Adres : Çıtlakkale Mah. Atatürk Bulvarı No.121/1 - GİRESUN / Telefon: 0454 215 76 57 / Faks: 0454 215 76 58)
Adli Yardım Bürosu: 0 454 215 76 69 | Sosyal Tesis : 0 454 215 76 69 / D:17
E Posta : giresunbarosu@gmail.com | KEP Adresi: giresunbarosubaskanligi@hs01.kep.tr
E-Tebligat Numarası: 35366-96939-85090
Giresun Barosu Union of Black Sea Countries Bar Association (BCBA) üyesidir.