Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün Hatırasına Alenen Hakaret Eden Şahıs Hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına Suç Duyurusunda Bulunduk.30.10.2019 Tarihli dilekçemiz içeriğinde :
“1. Şüpheli Fatih Tezcan isimli kişi @fatihtezcan kullanıcı adlı twitter hesabında Yeni Şafak Gazetesinin 29 Ekim’e özel hazırlanan Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafının da bulunduğu ‘“Cumhuriyet’i getiriyorum’ yalanıyla başa geçtikten sonra Devlet ve Millet düşmanlarına verdiği sözlerin gereği olarak 15 sene Cumhur’dan kaçan, Millet’in Egemenliği’nden rakı bardaklarına sığınan bir İslâm Düşmanını, 3 kuruş için tepenize oturtmaya değer miydi” şeklindeki manşetini paylaşmıştır.
Daha önce de Cumhuriyetimizin kurucularına ve değerlerine dil uzatan şüpheli bu kez Mustafa Kemal Atatürk'ü bizzat hedef almıştır. Bu kişi sözleri ile Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine gerçek dışı beyanda bulunarak hakaret etmiştir.
2. Şüphelinin bu söylemleri gerçek dışı ve yalan olmasının yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine küfür ve hakarettir. Şüphelinin bu eylemleri diğer yönü ile de ülkenin huzur ve sükûnunu bozmayı hedef alan toplum içine kin ve nifak sokmayı amaçlayan söylemlerdir. Bu söylemler sosyal medya da büyük bir infiale neden olmuştur.
3. Şüpheli şikayete konu paylaşımı ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırları dışına çıkarak, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e iftira ederek, O'nu “yalancı”, “İslam düşmanı” gibi yakıştırmalara maruz bırakarak, manevi hatırasına hakaret etmiştir. Elbette ki ifade ve basın özgürlüğü AİHS ve Anayasamızın ön gördüğü temel hak ve özgürlüklerden olup göz ardı edilmesi düşünülemez. Ancak bu uluslararası sözleşme ve Anayasa ile güvenceye alınan temel hak ve özgürlüklerin, yine hak ve özgürlüklere, kişilik haklarına saldırı aracı olarak kullanılmayacağı, sınırsız olmadığı AİHS 10/2 ve 17. Anayasamızın 2, 13, 14 ve 26/2maddelerinde açıklanmıştır.
4.Anayasa ile güvenceye alınan temel hak ve özgürlüklerin sınırı da yine Anayasanın 26/2.maddesinde “ Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamugüvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.” denilerek belirlenmiştir.
5.Bu nedenle ki; onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici hakaret, küfür, söz, beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, nefret, ayrımcılık, düşmanlık yaratmaya yönelik bulunan ifadeler, düşünce özgürlüğü ve ifade hürriyeti bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle cezai yaptırımlara bağlanmaktadır.
6.Kişilerin onur, şeref ve saygınlığına, manevi şahsiyetine hakaret, sövme TCK’nin 125 ve 131.maddeleri arasında yaptırıma bağlanmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu olması itibarıyla da Mustafa Kemal ATATÜRK hakkında işlenen suçlar 5816 sayılı kanunla da ayrıca yaptırıma bağlanmıştır. Atatürk’ün manevi şahsiyeti anılan yasa ile özel olarak koruma altına alınmıştır.
5816 sayılı “Atatürk Aleyhine işlenen Suçlar Hakkında Kanunun;
“Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yılakadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran,bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarakveya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacakceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretleişlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3 - Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5 - Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür. ”
7. Şüphelinin sosyal medya üzerinde yayınlanan yukarıda yazılı sözleri tartışma ve tereddütte yer vermeyecek ölçüde Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakaret ve sövme olduğu kesindir. Bu nedenlerle şüphelinin işlediği bu suç için cezalandırılması gerekmektedir.
8.Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ülke ve ulus olarak varlığımızı borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk ile onun ilke ve devrimleriyle inancımız tamdır. O nedenle de Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsına da saygı göstermek, Onu korumak, saldırı karşında durmak ve gereğini yapmak da Türkiye Cumhuriyetinin her yurttaşı gibi asli görevimiz olduğu kanısındayız.
9. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 23 Mayıs 1995 gün ve Esas:1994/8758- Karar:1995/4355 sayılı kararında;” Olayda büyük Türk Ulusu ve onun bireyi olma söz konusudur.…………….Anayasa'nın 176. maddesi gereğince başlangıç kısmı, Anayasa metni kapsamındadır. Başlangıç kısmının üç, on ve onbirinci paragrafları şöyledir: ‘Anayasa, 'Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, Türk Milleti tarafından, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet ve sevgisine emanet ve tevdi olunur. 'Anayasa, bayrakta olduğu gibi Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ndeki yerini belirlemiş; Türk evladı ile bağlantısını kurmuş ve O'na karşı görevlerini ise vatan ve millet sevgisine emanet etmiştir. Böylece Anayasal bağlantıyla ve yukarıda açıklanan nedenle davacı, Atatürk konusunda aktif husumet ehliyetine sahip olmaktadır, öyleyse isteği incelenmelidir.” denilmiştir.
10.Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Kararında belirtildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine saygı gösterip, Ona sahip çıkmak ve Ona yönelik her türlü saldırıya karşı durmak hepimizin asli görevidir.
Bu nedenlerle sayın savcılığınıza suç duyurusunda bulunma zorunluluğumuz doğmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklamış olduğumuz ve resen tespit edilecek tüm nedenlerle; şikâyet dilekçemizi sunarak davaya katılma talebimizi belirtmekte ve konunun Sayın Savcılıkça değerlendirilerek şüphelinin cezalandırılması için iş bu şikâyetimizin kabulü ile gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.”
Denilerek suç duyurusunda bulunduk. Giresun Barosu olarak kurulduğu günden bugüne kadar Cumhuriyet, Atatürk İlke ve İnkılaplarının takipçisi olduğumuzu bundan sonrada olmaya devam edeceğimizi; vazgeçilmez bu ilkelerimize kastetmeye çalışan her kim olursa olsun öğrendiğimiz andan itibaren daha önce birçok örnekte olduğu gibi bundan sonra da tüm gücümüzle karşılarında olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Giresun Barosu Yönetim Kurulu
© 2024 - Giresun Barosu